...SİNAN ERDEM...
  osmanlı ödev
 






OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
Kuruluş Devri Padişahları :
Osman Gazi          : 1281 – 1326
Orhan Gazi           : 1326 – 1362
I. Murat               : 1362 – 1389
Yıldırım Bayezit      : 1389 – 1402
Fetret Devri          : 1402 – 1413
Çelebi Mehmet      : 1413 – 1421
II. Murat              : 1421 – 1451
 

Osmanlı Beyliği’nin Diğer Türk Beyliklerine Rağmen Kısa Zamanda Büyüme Nedenleri :
* Anadolu’nun Durumu : Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu Türk Birliği bozulmuş, çok sayıda beylik kurulmuştur. XIII. Y.y. sonlarına doğru İlhanlılar’ın Anadolu’daki baskısı azalmıştır. Anadolu beylikleri arasında mücadeleler vardır. Trabzon çevresinde Rum İmparatorluğu bulunuyordu. Anadolu siyasi birlikten yoksundur.
* Bizans’ın Durumu : Bizans sık sık taht kavgalarına sahne olmakta, tekfurlar merkezi dinlememekte ve kendi aralarında mücadele etmekteydiler. Bizans elindeki güçsüz ordusunu da Balkanlar’dan gelecek Sırp ve Bulgar saldırılarına karşı kullanmaktadır. Anadolu’da (İzmir, İznik, İzmit, Bursa gibi) küçük bir toprak parçası elinde kalmıştır.
* Balkanlar’ın Durumu : Balkanlar’da da merkezi bir otorite bulunmamakta, en güçlüleri Sırp ve Bulgar krallıkları olmak üzere, Eflak, Boğdan, Bosna gibi prenslikler vardır. Ayrıca Katolik Macarlar’ın saldırılarına uğruyorlardı. Balkan halkı da Bizans halkında olduğu gibi baskıcı yönetim ve ağır hapisler altında ezilmekte ve Osmanlı’yı kurtarıcı olarak görmekteydiler.
* Osmanlı’nın kurduğu coğrafi konum (Bizans sınırında bulunması)
* Tekfurlar arası mücadelelerden istifade etmeleri
* Beylikler arası mücadelelere girmemeleri
* Sürekli cihat ve gaza politikası gütmeleri
* Türkmenler’in sempatisini kazanmaları ve sürekli göçlerle beslenmeleri
* Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları
* Feth ettikleri bölgelerde izledikleri siyaset (İskan,İstimalet)
* Padişahların çok yetenekli olması
* Merkeziyetçiliğin sağlanması (Fatih ile)
* Avrupalılar’ın Yüzyıl Savaşları’yla uğraşması
 
KURULUŞ DÖNEMİ (1299 – 1453)


OSMAN GAZİ DÖNEMİ (1281 – 1326) :


Moğollar’ın önünden kaçan Kayı aşireti, Ertuğrul Gazi yönetiminde Anadolu’ya gelmiş ve Alaaddin Keykubat tarafından Ankara yakınlarındaki Karacadağ bölgesine yerleştirilmişlerdir. Söğüt ve Domaniç’i ele geçiren Ertuğrul Gazi buraları yaylak ve kışlak olarak kullanmıştır. 1281’de ölünce küçük oğlu Osman Bey aşiretin başına gelmiştir.Osman Bey, tekfurlar arası mücadelelerden faydalanarak Karacahisar, Yarhisar, İnegöl, Bilecik ve Yenişehir’i almıştır. Bütün bu gelişmeler 1302 Koyulhisar Savaşı’na sebep olmuştur. Osmanlılar’ın kazandığı bu savaş Bizans ile yapılan ilk savaştır. Osman Gazi 1314’ten itibaren Bursa’yı kuşatma altına almış, 1320’de hastalanmış ve 1324’de ölümüne kadar oğlu Orhan Bey vekaleten işleri yürütmüştür. 1321’de Mudanya alınarak Bursa’nın Bizans’la irtibatı kesilmiştir. Sonuçta Bursa tekfuru Bursa’yı Osmanlılar’a teslim etmiştir. (1326)

Not-1: Osman Bey babasından aşiret reisliğini devralmış oğluna bir uç beyliği bırakmıştır.
Not-2: İlk para Osman Bey döneminde basılmıştır.
 
ORHAN GAZİ DÖNEMİ (1326 – 1362)


*1326’da Bursa’yı başkent yapmış, İznik’i kuşatması ile 1329 Maltepe (Palekanon) Savaşı’na sebep olmuştur. Bu savaş Bizans’ın Anadolu’daki etkinliğini kaybetmesine ve Kocaeli yarımadasının fethine neden olmuştur. İznik ve İzmit alınarak Kocaeli yarımadasının fethi tamamlanmıştır. İznik başkent yapılmıştır.
*1345’de Karesi Beyliği alınarak Anadolu Türk birliğini kurma çalışmaları başlamıştır. Bu olayın en önemli yönü Rumeli’ye geçişin kolaylaşmasıdır.
*Ahilerin elindeki Ankara’yı ele geçirmiştir.
*Bizans’ta taht karışıklığı ortaya çıkmış imparatorluğunu ilan eden Kantakuzen Orhan Bey’den yardım istemiştir. Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa komutasında keşif amacıyla yardımlar göndermiş, yapılan bu yardımlara karşılık olarak Çimpe kalesi alınmıştır. (1353) Burayı bir üs olarak kullanan Süleyman Paşa Rumeli’de fetihlere başlamış, Malkara, Çorlu gibi yerleri fethetmiştir. Onun bir av sırasında ölümü üzerine Rumeli’deki faaliyetlerin başına I. Murat getirilmiş, fakat 1362’de babası da ölünce I. Murat tahta geçmiştir.

Orhan Gazi zamanında teşkilatlanma çalışmaları : Orhan Gazi babasından bir uç beyliği devralmış oğluna bir devlet bırakmıştır. Devlet teşkilatının temelleri bu dönemde atılmış ilk divan, ilk vezirlik, yaya ve müsellem adıyla ilk düzenli ordu, İznik’te ilk medrese, ilk donanma ve ilk vakıf örgütü kurulmuş, ilk kez subaşı ve kadı ataması yapılmıştır.

I.MURAT DÖNEMİ (1362-1389)


* Balkanlar’daki Faaliyetleri : Taht değişikliğinden faydalanan Bizans, Rumeli’deki toprakları geri alınca Lala Şahin Paşa ile beraber Rumeli’ye geçen I. Murat, Filibe’yi de dahil ederek bu bölgeleri geri almıştır. Bulgar ve Bizans ordularıyla yapılan 1363 Sazlıdere Savaşı’yla Edirne fethedilmiştir. Bu gelişmeler Osmanlılar’ın Haçlılar’la yaptığı ilk savaş olan 1364 Sırpsındığı Savaşı’na neden olmuştur. Sonuçta Sırbistan ve Bulgaristan yolu Osmanlılar’a açılmış ve Bulgarlar hakimiyet altına alınmış, Edirne başkent yapılmıştır. Sırbistan’a yapılan akınlar 1371 Çirmen Savaşı’na sebep olmuştur. Bu savaştan sonra Sırplar da Osmanlı’ya bağlanmıştır.
Osmanlı aleyhinde faaliyetlerde bulunan Bosna krallığı üzerine Lala Şahin Paşa bir orduyla gönderilmişse de tuzağa düşürülerek Ploşnik denilen yerde bozguna uğratılmıştır. 1388 Ploşnik Bozgunu’nun (ilk yenilgi) Balkanlar’da uyandırdığı heyecan, Türkler’i Balkanlar’dan atma isteği ve daha önceki savaşların intikamını alma düşüncesiyle yeni bir haçlı ordusu toplanmıştır. I. Murat, Anadolu beyliklerinden ‘de aldığı yardım ile Haçlılar’ı Kosova’da büyük bir mağlubiyete uğratmıştır. (I. Kosova Savaşı 1389).

Not-1 : I. Murat savaş meydanını gezerken bir Sırp tarafından şehit edildi.

Not-2 : Osmanlılar, topu ilk kez düşmanı korkutmak amacıyla bu savaşta kullandılar.

Not-3 : Tuna nehrine kadar olan yerler ele geçirildi.

* Anadolu Türk Birliğini Kurma Çalışmaları : Anadolu beylikleriyle iyi geçinilmiş akrabalık bağları kurulmuştur. Germiyanoğulları’ndan çeyiz yoluyla Tavşanlı, Simav çevresini, Hamitoğulları’ndan satın alma yoluyla Göller yöresini topraklarına katmıştır. Ankara tekrar geri alınmış, Karamanoğulları ile ilk ilişkiler başlamıştır.
* Teşkilatlanma Çalışmaları : Divan geliştirilmiş, defterdarlık, İlk vezir-i azamlık, kazaskerlik makamları kurulmuş, mali teşkilatın temelleri atılmış, Rumeli Beylerbeyliği kurulmuş, Yeniçeri Ocağı ve Acemi Oğlanlar Ocağı temelleri atılmıştır. (Pençik usulüne göre). Osmanlı tarihinde ilk kez sultan unvanını kullanmış, Haçlılar’la ilk kez mücadele etmiştir. Tımar sistemi ilk kez uygulanmıştır. Veraset sisteminde değişiklik yaparak, “Ülke hükümdar ve oğullarının ortak malıdır.” anlayışını getirmiştir.
 
YILDIRIM BAYEZIT DONEMİ (1389 – 1402)


* Anadolu Türk Birliğini Kurma Çalışmaları : Taht değişikliğinden faydalanarak Osmanlı aleyhine faaliyetlere girişen Anadolu beylikleri üzerine yürüyen Yıldırım Bayezit 1390’da Germiyan, 1391’de Aydın, Saruhan, Hamit ve Menteşeoğulları’nı, 1392’de Candaroğulları’nı (Sinop hariç) 1397’de Akçay Savaşı’yla Karamanoğulları’nı, 1398’de Kadı Burhanettin Devleti’ni topraklarına katarak Anadolu Türk Birliğini ilk kez kurmuştur.

Not : Anadolu Beylerbeyliğini kurarak beylerbeyliği sayısını ikiye çıkarmıştır.

* İstanbul Kuşatmaları : Yıldırım Bayezit İstanbul’u ilk kez kuşatan Osmanlı padişahıdır. İstanbul’u birkaç kez kuşatmış ve bu amaçla Anadolu Hisarı’nı yaptırmıştır. Fakat Karamanoğulları’nın saldırıları, Niğbolu Savaşı ve Timur tehlikesi yüzünden kuşatmalara ara vermek mecburiyetinde kalmıştır.
* Niğbolu Savaşı (1396) : Bizans’ın yardım isteği, Papa’nın kışkırtmaları ve Osmanlılar’ı Balkanlar’dan atmak istemeleri neticesinde ilk kez Avrupa’nın büyük devletlerinin de katıldığı ortaçağın Osmanlı’ya karşı düzenlenen en büyük Haçlı Seferi olan Niğbolu Savaşı meydana gelmiştir. Haçlılar büyük bir bozguna uğramışlar ve uzun süre yeni Haçlı Seferi düzenlenememiş, Osmanlılar’ın Balkanlar’daki hakimiyeti güçlenmiştir.

* Ankara Savaşı (1402) :

Sebepleri :

* Karakoyun’lu Kara Yusuf ve Celayir’li Ahmet’in Yıldırım’a sığınması
* Anadolu beylikleri beylerinin Timur’a sığınarak O’nu kışkırtması
* Aralarındaki sert mektuplaşmalar
* Timur’un Sivas’ı ele geçirip yağmalaması
* Yıldırım’ın Erzincan çevresini ele geçirmesi.
*İki hükümdarın da cihan hakimiyeti düşüncesine sahip olması
* Timur’un Çin seferi öncesinde batısını güvenlik altına almak istemesi

Sonuçları :

* Karatatarlar’ın ve Anadolu beylikleri kuvvetlerinin ihanetine uğrayan Osmanlı mağlup olmuş,
* Anadolu’yu ele geçiren Timur, İzmir’e kadar ilerlemiş ve burayı Haçlılar’dan almış,
* Esir düşen Bayezit, bu hayata dayanamayarak ölmüş,
* Anadolu beylikleri (Karesi ve Eretna hariç) yeniden kurulmuş,
* Kardeşler arası taht kavgaları (Fetret devri) başlamış,
* Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirmiş,
* İstanbul’un alınması ve Bizans’ın yıkılması gecikmiş,
* Balkanlar’daki ilerleyiş durmuştur.

FETRET DEVRİ (1402 – 1413)

Şehzade Süleyman, İsa, Musa ve Mehmet arasında 11 yıl süren mücadelelerden Çelebi Mehmet galip çıkarak birliği yeniden kurmuştur.

Not-1 : Bu dönemde şehzade Musa tarafından İstanbul kuşatılmıştır.

Not-2 : Bu dönemde Balkanlar’da önemli bir isyanla karşılaşılmamasının temel nedeni hoşgörülü ve adil bir yönetim uygulanmasıdır.

Not-3 : Bu dönemde Avrupa’dan saldırı olmamasının en önemli sebebi Yüzyıl Savaşları’dır.

ÇELEBİ MEHMET DÖNEMİ (1413 – 1421)


* Çelebi Mehmet II. kez Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarını başlatmış ve Saruhanoğulları’nı ortadan kaldırmıştır. Aydınoğulları’ndan İzmir’i almış, Karamanoğulları’yla mücadele etmiştir.
* Eflak Osmanlılar’a bağlanmıştır.
* Venedikliler’le ilk deniz savaşı yapılmış, fakat başarılı olunamamıştır. (1416)

* Şeyh Bedrettin İsyanı : Şehzade Musa’nın kazaskerliğini yapan daha sonra İznik’te göz hapsinde tutulan Şeyh Bedrettin Rumeli’ye geçmiş, sapık fikirlerini yayarak yeni bir saltanat kurma iddiasıyla isyan etmiştir. İsyan bastırılmış Şeyh Bedrettin öldürülmüştür. (1420).

Not : Dini ve sosyal içerikli bir ayaklanmadır.

* Şehzade Mustafa İsyanı : Timur’un beraberinde Semerkant’a götürdüğü Şehzade Mustafa, Timur’un ölümünden sonra Anadolu’ya dönerek isyan etmişse de mağlup olarak Bizans’a sığınmıştır.
 
II. MURAT DÖNEMİ (1421 – 1451)


Taht değişikliğinden istifade ile Bizans’ın kışkırttığı Şehzade Mustafa’nın isyanı bastırılarak öldürülmüştür. (Düzmece Mustafa Olayı) . İsyanı kışkırtan Bizans üzerine gidilerek İstanbul kuşatılmışsa da başarılı olunamamıştır.
Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarına devam edilmiş, Menteşe, Hamit, Aydın ve miras yoluyla da Germiyanoğulları Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır. Karamanoğulları’yla mücadele edilerek Beyşehir, Seydişehir alınmıştır.

Bir taraftan Anadolu beylikleriyle mücadele eden Osmanlı Devleti diğer taraftan Balkanlar’da özellikle Erdel beyi Hünyadi Yanoş karşısında arka arkaya başarısızlıklar almıştır. Bunun üzerine 1444’te Edirne Segedin Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre ;

* İki taraf arasında 10 yıl savaş yapılmayacak
* Tuna nehri sınır kabul edilecek
* Sırbistan yeniden kurulacak, fakat Osmanlı’ya vergi verecek
* Eflak Macaristan’a bırakılacak, fakat Osmanlı’ya vergi verecektir.

Önemi : Osmanlılar’ın imzaladığı ilk önemli antlaşmadır.

Segedin Antlaşması sonrasında II. Murat, 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet’i tahta geçirmiştir. Bu durum yeni bir haçlı ordusunun toplanmasına sebep olmuştur.

VARNA SAVAŞI (1444) : Yeniden ordunun başına geçen II. Murat Haçlıları büyük bir bozguna uğratmıştır.

Not-1 : Niğbolu’dan sonra toplanan ilk haçlı ordusudur.

Not-2 : Ankara Savaşı’ndan sonra Osmanlılar’ın eski gücüne ulaştığını gösteren ilk olaydır.

II. KOSOVA SAVAŞI (1448) :

Sebepleri :

* Bizans’ın ve papanın kışkırtması
* Türkler’i Balkanlar’dan atma düşüncesi
* Varna Savaşı’nın intikamını almak istemeleri
* Hünyadi Yanoş ve Arnavut beyi İskender Bey’in gayretleriyle yeni bir haçlı ordusu toplanması

Sonuçları :

* Osmanlılar büyük bir galibiyet elde etmişlerdir.
* Bir dönüm noktası özelliğindedir. Haçlılar’ın son taarruzu, Osmanlılar’ın son savunmasıdır.
(II. Viyana kuşatmasına kadar)
* Bizans’ın İstanbul’u kurtarmak için Haçlılar’dan yardım alma ümidi sona ermiştir.
* Balkanlar’ın kesin bir Türk yurdu olduğu ve Türkler’in Balkanlardan atılamayacağı anlaşılmıştır.

1451’de II. Murat’ın ölümüyle II. Mehmet, yeniden tahta geçmiştir.
 
 
 
 
BİLİM
Dil ve Edebiyat:
Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde hem devlet yazışmalarında hem de edebiyat ve bilim eserlerinde arı bir Türkçe kullanılmıştır.
Fatih zamanından itibaren Türkçe’ye Arapça ve Farsça kelimelerin girmesiyle OSMANLICA adında yeni bir dil ortaya çıkmıştır.
OSMANLICA’nın şiirde kullanılması ile DİVAN EDEBİYATI adı verilen bir tür ortaya çıktı.Ancak,Halk Edebiyatı her zaman önemini korudu.Türk halkının duyguları ve düşünceleri,halk şairlerinin mısralarında anlam kazandı.
Yükselme döneminde yetişen şairlerden BAKİ ve FUZULİ DİVAN EDEBİYATI,PİR SULTAN ABDAL ve KÖROĞLU ise HALK EDEBİYATI dalında ün kazandılar.
EVLİYA ÇELEBİ,SEYAHATNAME adlı eseriyle KÂTİP ÇELEBİ de KEŞFU’Z-ZÜNÛN ve CİHANNÜMA adlı eserleriyle17.yy da isim yaptılar.
NABİ,NEDİM,KOCA RAGIP PAŞA,FITNAT HANIM,ŞEYH GALİP 17.YY ünlü edipleridir.
19. ve 20.yyda ise edebiyatta Avrupa’nın etkisi görülmeye başladı.Bu yandanda milli edebiyat akımı gelişti.Bu dönemin başlıca temsilcileri,ŞİNASİ,ZİYA PAŞA,NAMIK KEMAL,TEVFİK FİKRET,MEHMET EMİN,ZİYA GÖKALP ve YUSUF AKÇORA’dır.
Osmanlı Padişahlarından bazılarıda edebiyatla ilgilendi,şiir yazanlar oldu.
Tarih ve Coğrafya;
Osmanlılarda tarih yazmacılığı 15.yylın ikinci yarısında başladı.ÂŞIK PAŞAZADE,LÜTFÜ PAŞA ve HOCA SAADETTİN EFENDİ gibi ünlü tarihçiler yetişti.
Bunlardan 16.yyda yaşayan HOCA SAADETTİN EFENDİ,kendisine padişah tarafından görev verilen ilk resmi tarihçidir.
19.yyda yaşayan AHMET CEVDET PAŞA,Tanzimat Dönemi’nin ünlü devlet ve düşünce adamıdır.Kaleme aldığı TARİH-İ CEVDET,Avrupa tarzında yazılan ilk tarih kitabıdır.
Coğrafya,Kanuni döneminde uzak deniz seferleri ile önem kazanan bilim dalıdır.Bu dönemde yaşayan PİRÎ REİS,KİTAB-I BAHRİYE adındaki ünlü coğrafya kitabının yazarıdır.SEYDİ ALİ REİS ise MİR’AT-ÜL MEMALİK (Memleketlerin Aynası)adlı eserinde Hint Seferleri ile ilgili eserlerini kaleme almıştır.
PİRÎ REİS’in çizdiği harita,gerçeğe uygun olarak çizilen İlk Dünya Haritası özelliğini taşumaktadır.
Tıp;
Osmanlılarda sağlık işlerine önem verilmiş ve çeşitli yerlerde hastaneler açılmıştır.
FATİH SULTAN MEHMET,II.BAYEZİD ve KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN,kurdukları medreselerin yanına birer de hasane yaptırmışlardır.
Süleymaniye Medresesinde tıp öğrenimine önem verilmiştir.Bu alanda ciddî çalışmalar yapılmış,eserler kaleme alınmıştır.
AMASYALI SABUNCUOĞLU ŞERAFETTİN,AHİ ÇELEBİ ve ALTUNÎ ZADE,dönemin ünlü tıp doktorlarıdır.
Matematik ve Astronomi;
Medreselerde matematik öğretimi,Fatih’in ALİ KUŞÇU’yu Türkistan’dan İstanbul’a çağırması ile önem kazandı.
Ali Kuşçu’nun öğrencileri,matematik ve astronominin gelişmesine hizmet ettiler.
MİRİM ÇELEBİ,SEYDİ ALİ REİS,TAYÛKİDDİN MEHMET,ünlü matematik ve astronomi bilginleridir.
Îslamî Bilimler;
Medreselerde okutulan dini bilimler,HADİS,FIKIH,KELAM ve TEFSİRdi.
Bu alanda Yavuz Döneminde yaşayan ZEMBİLLİ ALİ CEMALİ EFENDİ ve İBNİ KEMAL(Kemal Paşazade) ün yapmışlardır.
İBNİ KEMAL tüm İslam aleminde tanınan bir isimdi.
EBUSSUUD EFENDİ de Kanuni Döneminde yaşayan ünlü din bilginiydi.
-SANAT-
Osmanlı sanatında mimarlık ve süsleme sanatları ön plana çıkar.
Musikiye ilgi 18.yyda başlamıştır.
Osmanlılarda resim ve heykelin yerini minyatür ve süsleme sanatları almıştır.
Mimarlık;
Osmanlılar önceleri Selçuklu ve Bizans etkisinde kalmışlar,daha sonra kendilerine özgü bir tarz geliştirmişlerdir.
Mimari eserlerin yapımında incelik ve sağlamlık ön planda tutulmuştur.
Bursa’da ULU CAMİ,YEŞİL CAMİ,YEŞİL TÜRBE,Kuruluş Dönemi’nin örnek eserleridir.
Bu dönemde camilerin yanısıra pek çok medrese,kütüphane,türbe ,kervansaray,han,hamam,ibarethane,çeşme,yol ve köprü yapılmıştır.
Osmanlı mimarisi Fatih Döneminden itibaren büyük bir gelişme göstermiştir.FATİH CAMİİ,ÇİNİLİ KÖŞK,TOPKAPI SARAYI bu dönemin ünlü eserleridir.
Osmanlı mimarisinin altın çağı 16.yydadır.Çünkü MİMAR SİNAN bu dönemde yaşamıştır.
İstanbulda ŞEHZADE CAMİİ ile SÜLEYMANİYE CAMİİ ve Edirne’de SELİMİYE CAMİİ,Mimar Sinan’ın en çok beğenilen üç eseridir.
17.yymimarisinde de Mimar Sinan tarzının etkileri görülmektedir.Bu dönemin en ünlü eseri MİMAR MEHMET tarafından yapılan SULTANAHMET CAMİİ’dir.
18.yy eserlerinde,bati mimari tarzının etkileri görülmeye başlar.Bu dönemde BAROK TARZI bazı ilavelerle Türk Mimarisine uygulanmıştır.İstanbul’da NURUOSMANİYE CAMİİ ve SELİMİYE KIŞLASI,bu tarza örnek eserlerden bazılarıdır.
19.yy Osmanlı mimarisi batı etkisinde gelişme göstermiştir.Bu dönemde yaptırılan DOLMABAHÇE,ÇIRAĞAN ve BEYLERBEYİ saraylarında,Avrupa’nın tanınmış sarayları örnek alınmıştır.
Daha sonra Alman mimarisi örnek alınarak HAYDARPAŞA TREN İSTASYONU,NUMUNE HASTANESİ gibi bazı eserler inşa edilmiştir.
20.yyda NEO KLASİK(Eski tarza dönüş) eserler dikkat çekmektedir.Bu tarzın öncülüğünü MİMAR KEMALETTİN yaptırmıştır.
Süsleme Sanatları;
Osmanlılar mimarinin yanısıra ÇİNİCİLİK,NAKKAŞLIK,OYMACILIK,KAKMACILIK,HATTATLIK,KİTAP BEZEME ve CİLTÇİLİK gibi süsleme sanatlarında da ileri gitmişlerdir.
Çinicilik,Selçuklu döneminden bu yana Anadolu’da önemini koruyan sanatlardan biridir.
Bursa’daki YEŞİL TÜRBE,Osmanlı çini sanatının ilk örneklerindendir.İstanbul’da ÇİNİLİ KÖŞK ve SULTANAHMET CAMİİ’nin çinileri çok ünlüdür.
Osmanlılarda camii,saray,konak gibi yapıların duvar ve tavanları nakışlarla süslenmiştir.
Osmanlılarda taş,maden,ve ağaç oymacılığı çok gelişmiştir.Kakmacılıkta ise sedef,altın,gümüş,zümrüt ve yakut gibi değerli taş ve madenler kullanılmıştır.
Süsleme sanatında hat(yazı)sanatının ayrı bir yeri vardır.Özellikle camiler güzel yazılarla bezenmiştir.SÜLAYMANİYE CAMİİ’nin yazılarını yazan AHMET ŞEMSETTİN KARAHİSARÎ,o dönemin ünlü hattatıdır.
Elle yazılan kitaplarda da hat sanatının ne kadar geliştiğini görmek mümkündür.Bu kitaplar altın yaldızlarla nakışlanmış,bir özenle ciltlenmiştir.
Osmanlılar da resim,minyatür alanında gelişme gösterdi.18.yyda yetişen LEVNÎ bu dönemin ünlü minyatür sanatçısıdır.
19.yyda minyatürün yerini yavaş yavaş resim almaya başladı.ŞEKER AHMET PAŞA ve OSMAN HAMDİ BEY gibi ressamlar bu dönemde yaşadı.
Türk Musikîsi;
Osmanlılarda musikîye de çok önem verildi.Bu sanat,KLASİK ve HALK MUSİKÎSİ olmak üzere iki dalda gelişti.
Klasik Türk Musikîsi 18.yyda önem kazanmaya başladı.Kendiside bestekae olan III.Selim döneminde güzel eserler verildi.
İSMAİL DEDE EFENDİ,HACI ARİF BEY,ZEKAÎ DEDE ve TANBURÎ CEMİL BEY 19.yyla damgasını vuran bestekarlardır.
 
 
 
  BU AY 24397 ziyaretçiKİŞİ BURDAYDI. © 2008 TASARIM istediginyerdesin.tr.gg' ye aittir  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol